23 Kasım 2012 Cuma

Gerçek Oruç

0 yorum

BİZDEN EVVELKİLERE FARZ KILINAN ORUÇ

GERÇEK ORUÇ

Avaz avaz bağırın, çekinmeyin, sesinizi boru sesi gibi yükseltin; halkıma başkaldırılarını, Ya‘kûb soyuna günahlarını bildirin. Bana her gün danışıyor, yollarımı öğrenmekten zevk duyuyorlarmış! Doğru davranan, Tanrısı'nın buyruğundan ayrılmayan bir ulusmuş gibi... Benden âdil yargılar diliyor, Bana yaklaşmaktan zevk alıyorlarmış. Diyorlar ki: “Oruç tuttuğumuzu neden görmüyor, benliğimizi yendiğimizi neden farketmiyorsun?” Bakın, oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor, işçilerinizi eziyorsunuz. Orucunuz kavgayla, çekişmeyle, şiddetli yumruklaşmayla bitiyor. Bugünkü gibi oruç tutmakla sesinizi yükseklere duyuramazsınız. İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın benliğini yenmesi gereken gün böyle mi olmalı? Kamış gibi baş eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, Rabbi hoşnut eden gün diyorsunuz? Benim istediğim oruç, hakksız yere zincire, boyunduruğa vurulanları özgür kılmak, tutsakları salıvermek, her türlü boyunduruğu kırmak değil mi? Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, çıplak gördüğünüzü giydirir, yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz, ışığınız tan gibi ağaracak, çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, Rabbin yüceliği artçınız olacak. O zaman yardım çağrılarınıza Rabb yanıt verecek, feryat ettiğinizde, “İşte buradayım” diyecek, eğer boyunduruğa, kaba işaretler yapmaya, kötücül konuşmalara son verirseniz, açlar uğruna kendinizi feda eder, yoksulların gereksinimini karşılarsanız, ışığınız karanlıkta parlayacak, karanlığınız öğlen gibi ışıyacak. Rabb her zaman size yol gösterecek, kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız. Halkınız eski yıkıntıları onaracak, geçmiş kuşakların temelleri üzerine yeni yapılar dikeceksiniz. “Duvardaki gedikleri onaran, sokakları oturulacak hâle getiren” denecek sizlere. Kutsal günümde dilediğinizi yapmaz, Şabat Günü'nü çiğnemezseniz, Şabat Günü'ne “Zevkli”, Rabbin kutsal gününe “Onurlu” derseniz, kendi yolunuzdan gitmez, keyfinize bakmayıp boş konulara dalmaz, o günü yüceltirseniz, Rabbden zevk alırsınız. O zaman sizi yeryüzünün yüksek yerlerine çıkarır, atanız Ya‘kûb'un mirasıyla doyururum. Çünkü bu sözler Rabbin ağzından çıktı.[6]
Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.[7]
Bu arada Yahyâ'nın öğrencileri gelip Îsâ'ya, “Biz ve Ferisiler oruç tutuyoruz da, senin öğrencilerin niçin tutmuyor?” diye sordular. Îsâ şöyle karşılık verdi: “Güvey hâlâ aralarındayken, davetliler yas tutar mı hiç? Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o zaman oruç tutacaklar. Hiç kimse eski bir giysiyi çekmemiş bir kumaş parçasıyla yamamaz. Çünkü konulan yama, giysiden kopar ve yırtık daha kötü duruma gelir. Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa tulumlar patlar; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. Yeni şarap yeni tulumlara doldurulur, böylece her ikisi de korunmuş olur.”[8]
Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere Îsâ şu benzetmeyi anlattı: “Biri Ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıkmış. Ferisi ayakta dikilip kendi kendine şöyle dua etmiş: ‘Tanrım, diğer insanlar gibi soyguncu, hakk yiyici ve zina edici olmadığım için, hatta şu vergi görevlisi gibi olmadığım için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.’ Vergi görevlisi ise uzakta durmuş, gözlerini göğe doğru kaldırmak bile istemiyor, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra merhamet et’ diyormuş. Size şunu söyleyeyim, Ferisi'den çok, bu adam aklanmış olarak evine dönmüş. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.”[9]
BAKARA; 185.        Ramazân ayı ki, Kur’ân, bir kılavuz olarak ve furkândan, yol göstermeden açık açık açıklamalar olarak kendisinde indirilmiştir. Bu nedenle sizden her kim bu aya şâhit olursa hemen onda oruç tutsun. Kim de hasta veya sefer; çiftçilik, ticaret, askerlik, eğitim- öğretim gibi gidiş gelişli; hareketli bir iş üzerinde ise diğer günlerden sayısıncadır. Allah, size kolaylık diler, size zorluk dilemez. (Bu kolaylık, takvâlı davranmanız) ve sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve şükretmeniz içindir.
183. âyette orucun, geçmiş toplumlara farz kılındığı gibi bize de faz kılındığı bildirilmiş, fakat zamanı ve hükümleri hakkında bilgi verilmemişti. Bu âyette ise orucun zamanı ve oruçla ilgili hükümler beyân edilmiştir. Bu âyete göre;
  • Oruç Ramazân ayında tutulmalıdır.
  • Ramazân ayında hastalık veya sefer üzerinde bulunmak nedeniyle tutulamayan oruçlar Ramazân'dan sonra tutulmalıdır.
Görüldüğü üzere, Müslümanlara emredilen oruçta, geçmiş toplumlardaki gibi fidye yoktur. Âyetteki,Allah, size kolaylık diler, size zorluk dilemez ifadesinden anlaşılacağına göre bu, Allah'ın Müslümanlara bir lütfudur. Ramazânda tutulamayan orucun kaza edilmesinin emredilmesi de Müslümanların yararınadır. Âyetlerde orucun bozulmasına ve bunun neticesine dair herhangi bir açıklama yoktur. Bu konu hakkında oruç pasajının sonunda açıklama yapılmıştır.
Hakkı Yılmaz...

Yorum Yaz

Yorumlarınız İçin Teşekkür ederim...Erkan Alaca

Etiketler

Aile (1) Alak (1) Alamet (1) Allah (4) Amacı (1) Amaç (1) Anlam (1) Arafat (1) Arap (1) Ay (1) Ayet (2) Bakara (1) Bakış (1) Boşanma (1) Bozmak (1) Bozulma (1) Buhari (1) Cemaat (1) Ceza (1) Cin (1) Cuma (1) Çelişki (1) Din (3) Diriltme (1) Doğa (1) Doğum (1) E-book (1) Enerji (1) FlashBook (1) Gerçek (1) Gösterge (1) Hac (1) Hacc (3) Hadis (2) Haksızlık (1) Haram (1) Haremlik (1) Hıristiyanlık (1) Hukuk (1) İbadet (1) İblis (1) İkame (1) İnsan (1) İsa (1) İslam (2) İşte Kur-an (1) Kabe (3) Kadın (6) Kadının Şahitliği (1) Kavram (1) Kaynak (1) Keffarat (1) Kontrol (1) Kul (1) Kuran (10) Kuran'da Cin (1) Kuranda Dua (1) Kuranda Kadın (4) Kurandaki Hac (2) Kürtaj (1) Mali Destek (1) Melek (1) Mesaj (1) Mescid (2) Meşaril (1) Mezhep (1) Miras (1) Mucize (4) Muhammed (a.s) (2) Nakıs (1) Namaz (5) Oruç (5) Ölüler (1) Peygamber (1) Ramazan (1) Rekat (1) Rivayet (1) Rüku (1) Rüşd (1) Salat (5) Savm (1) Secde (1) Selamlık (1) Sıyam (1) Sohbet (1) Sosyal (1) Sure (2) Şart (1) Şehr (1) Şöhret (1) Takva (2) Talak (1) Tanrı (1) Tavaf (1) Temizlik (1) Tevbe (1) Tirmizi (1) Tutmak (1) Ümre (3) Vakit (1) Yaratılış (1) Zihin (1)